Beschreibung
Tanzimat Döneminde Tasavvufî düsüncede bir duraklama görülmüstür. Bu dönemde Bati edebiyati örnek alinarak pek çok alanda oldugu gibi edebiyatta da yenilikçi sanatçilar eski edebiyati elestirmislerdir. Bu sanatçilarin basinda gelen Nâmik Kemâl için tasavvuf, ilk gençlik yillarinda tanistigi seyh, hoca ve sairlerin etkisi ile ilgilendigi bir gençlik hevesidir. Sinâsi ile ve dolayisiyla Bati edebiyati ile tanismasinin ardindan eski edebiyata karsi çikmis, hatta bu siir gelenegini sertçe elestirmistir. Devletin içinde bulundugu durum onu toplum için sanat icra etmeye yönlendirmis, sanatta estetik zevk arayisindan uzaklastirmistir. Eski edebiyat bu dava adamina göre içtimaî fikir açisindan oldukça kisir kalmistir. Nâmik Kemâl, on yedi yasindan yirmi iki yasina -Sinâsi ile tanismasina- kadar yazdigi Dîvânini sonradan yok saymistir. Gerek oglu Ali Ekrem, gerekse edebiyat arastirmacilari bu Divâni incelemeye deger görmemis, Nâmik Kemâlin siirlerinden söz edilecegi zaman sonraki yillarda yazdigi siirleri ele almislardir. Bu kitapta yasadiklarindan dolayi düzenli egitim alamayan otodidakt, çok okuyan, çok yazan Nâmik Kemâlin Dîvâninda din ve tasavvufun yeri incelenmistir.
Autorenporträt
Zeliha Göçmen 1999'da Istanbul Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyati Ögretmenligi bölümünden mezun oldu. Istanbul ve Bursa'da on alti yil ögretmen olarak görev yapti. Bursa Uludag Üniversitesinde Türk Islâm Edebiyati yüksek lisans egitimini tamamladi. Evli ve iki çocuk annesi olan Zeliha Göçmen halen Istanbul'da özel bir firmada yöneticidir.